Birincil dünya. Birlikte olduğumuz herkesle ve her şeyle bir iletişim halindeyiz.
Yiyecekler, teknolojik aletler, kişiler, hayvanlar..
Sorunlar da her zaman vardır ve mutlaka çözümleri de vardır.
Ama hocam sorunlar çok büyük.
Olabilir. İletişimi doğru kurup problemleri tespit ettikten sonra çözüm, kabul edip gelişime yönelik hareket etmek de olabilir ayrılmak da.. Bu da bir çözümdür.
Çözüm karşınızdakine daha fazla vakit ayırmak da olabilir medikal bir ilaç kullanmak da.
Dışarıdaki hayatla iletişim halinde olduğumuz gibi kendi kendiliğimizde de bir iç hayat barındırırız. İkincil dünya.
Dışarıdaki dünya ve canlılıkla iletişim halinde olurken içerideki dünyamız da bunlardan etkilenir bazen kabarır bazen söner bazen bize bişeyler anlatmak ister. Ama biz vakit kaybedemeyiz. Dışarıdaki dünyada sorumluluklar var yetiştirilmesi gereken işler görüşülmesi gereken kişiler.
İçerideki dünyaya vakit yok enerji de yok. Dışarısı tüketiyor.
Sonra içerideki biz görülmek duyulmak için gürültü yapmaya başlar. Önce mızmızlanma sürekli düşüncelerin arasına girip bölme belki uykuları kaçırma gibi dikkat çekme davranışları. Sonra kızışır ortalık bağırma çağırma göğüs kafesini yumruklama.. Şiddetli görünme ve duyulma çabaları. Artık biz içerideki kaostan öyle korkarız ki dışarıyı kaçış olarak görüp içerideki dünyaya dönmekten deli gibi korkarız.
İçerideki duygular, düşünceler, hatıraların hepsi korkunç ve girilmemesi gereken karanlık sokaklar gibi gelir. Sonra sıra şuna gelir.
"Kurtulmak için.." , "Başa çıkmak için.." , "Yönetebilmek için.." NE YAPMALIYIM?
Yana yakıla her yerde bu derdimize deva ararız.
Halbuki dert çok başka yerde.
Psk. Nursena Öğrü
Commentaires